Veritas Mahwa

Kayıtlar devamlı olarak editlendiği için blog ismi böyle seçilmiştir ara sıra girip tekrar bakmanızı tavsiye ederim.

31 Mart 2018 Cumartesi

Redline İncelwme

Redline anime filminin incelemesi yorumları tanıtımı...ne derseniz artık.
Redline(Anime ve mangasını bitirdim)

Puanı 
-Hikaye 7/10
-Çizimler 11/10
-Karakterler 7/10
-Karakter gelişimi: 6/10
-Seslendirme/müzikler 7/10
-Plot twist(Ters köşe) 6/10
-Türünün hakkını verme 10/10
8/10
Bunu dinlerken yazıyı okumanız rica olunur
Tanıtım: Hızlı ve öfkeli neslinden bir gençsiniz diyelim. Ama şu silah, tank, görevimiz tehlike edalarına anlam veremiyorsunuz. Ne yaparsınız?
"Hmm galaksiler arası yarışma demek. Şu benim kankaya vatsaptan mesaj atayım boşmu diye" böylece 5 yılda bir yapılan bu sokak(?) yarışına katılabilirsiniz.

7 Mart 2018 Çarşamba

Bleach İnceleme


Bleach animesinin incelemesi yorumları tanıtımı...ne derseniz artık.



Bleach (Anime ve mangasını bitirdim)

Puanı 
-Hikaye 5/10
-Çizimler 8/10
-Karakterler 9/10
-Karakter gelişimi: 5/10
-Seslendirme/müzikler 7/10
-Plot twist(Ters köşe) 8/10
-Türünün hakkını verme 10/10
8/10
Bunu dinlerken yazıyı okumanız rica olunur

Tanıtım: Hayaletleri gören bir liselisiniz diyelim. Tabii ki içgüdüsel olarak yapacağınız ilk şey ölüm meleği olmaktır. Yani başka ne yapabilirsin ki? Memur mu olacan? Pff...
Şikişikibabagami olduktan sonra esas oğlan olarak milleti kötü hayaletlerden koruyor, güçlerini kendisine veren kişiyi koruyor, kafam kadar göğüsleri koruyor, aileni arkadaşlarını koruyor öyle geçinip gidiyorsunuz. Gayet güzel başlamış anime külliyatına Aizen, Ulqi ve tabii ki Zaraki Kenpachi gibi kişilikler bahşetmiş bir yapımın esas oğlanısınız işte daha ne olsun. Şanslı hınzırlar sizi.

31 Ekim 2017 Salı

Son Durak 0 -Fanfic/özgün-

“İmdat!”
Kara tenli kadının çığlıkları yankılanıyordu tenha koridorda koşarken. Ayağında topuklu ayakkabı olduğu için rahat değildi. Üstündeki krem rengi elbisesine uygun olsun diye giydiği topukluları şimdi canını yakıyordu. Arkasına baktı göz ucuyla, peşindeki adam hala takip ediyordu.
“Neler oluyor?”
Kendi kendine sorduğu bu sorunun cevabı o kadar belirsizdi ki. Bir anda kendini bu ıssız binaya atmak zorunda kalmıştı. Peşindeki her kimse yaklaşıyordu. Sesini duyan yoktu zira dışarıdaki iş makinelerinin gürültüsü her yanı dolduruyordu.
Koşmaktan ziyade ayaklarındaki acıdan durdu bir merdivenin başında. Burası geniş bir boşluğa açılıyordu. Birkaç metre önünde ki cam mekanın içi diğer her yer gibi boştu. Kaçacak bir yer ararken bir gürültü koptu dışarıdan.
“Hayır!”

1 Mart 2017 Çarşamba

Psycho PassTanıtım

Psycho Pass 1. sezon animesinin incelemesi yorumları tanıtımı...ne derseniz artık.

https://myanimelist.cdn-dena.com/images/anime/5/43399.jpg
Psycho Pass(Anime ilk sezon bitirdim ama bayağı beğendiğim için 2. sezon izlemeden açtım bu başlığı.):

Puanı 
-Hikaye 7/10
-Çizimler 7/10
-Karakterler 9/10
-Karakter gelişimi: 8/10
-Seslendirme/müzikler 7/10
-Plot twist(Ters köşe) 9/10
-Türünün hakkını verme 10/10
9/10

Bunu dinlerken yazıyı okumanız rica olunur




Tanıtım: Diyelim uzak gelecekte bir sistem kurdun, çok ram yiyor ama değdi yaptığın yatırıma. Bu sistem öyle menemen bir şeyki senin duygusal durumuna, verdiğin tepkilere falan bakıp adına bir klasör açıyor. Klasörde animenin ismini de veren kelimeyi yazıyor. Bu saykopass ile sana muhtemelen 700 üst puan üzerinden OÖBP falan hesaplayıp iş öneriyor, hobi öneriyor. KPSS YDS ABS ASD yok. Wow süpermiş diyorsun. Zaten polis abiler var bunların işte saykoları bulanmış yükselmiş iş yapamaz dedikleri avcı köpek dedikleri insanlar var. Ancak olayların içyüzünü öğrendikçe "nan, lan, LAN!!! AMA!!!?" oluyorsun. işte böyle bir sistem içindeki kilit rollerden polisçilik oynayan ekible ilgileniyorsun. Polat alemdarlar havada uçuşuyor. Heyecanlı değil mi?

16 Ocak 2017 Pazartesi

Re:zero tanıtım inceleme

Re:Zero kara Hajimeru Isekai Seikatsu animesinin incelemesi yorumları tanıtımı...ne derseniz artık.

Re:zero(Animesini bitirdim):

Puanı 
-Hikaye 7/10
-Çizimler 7/10
-Karakterler 6/10
-Karakter gelişimi: 5/10
-Seslendirme/müzikler 7/10
-Plot twist(Ters köşe) 8/10
-Türünün hakkını verme 8/10
7/10

Bunu dinlerken yazıyı okumanız rica olunur


Tanıtım: Asosyal bir otaku roleplay oyuncusunun en büyük hayallerinden biri nedir? Fantazi bir dünyada exkaliburla düşman kesip premses kurtarmak! Evet ama bu anime de prenses sizden kurtarılmayı istemeyecek. Exkaliburunuz yok. Kuul bir havanız yok. Sırtınızdan alınan bir kılıç yarasının utancı hala mevcut. Neyseki özel bir gücünüz var. Bir de bunu beğenmediğinizde çok acı verici bir şey yapmanı yeterli. Basit değil mi? 

4 Kasım 2016 Cuma

Fairy Tail Tanıtım İnceleme

Fairy Tail animesinin incelemesi yorumları ne derseniz artık.



Fairy Tail(Mangasına Baktım ve Animesini 100'lere kadar izledim):

Puanı 
-Hikaye 4/10
-Çizimler 8/10
-Karakterler 4/10
-Karakter gelişimi: 4/10
-Seslendirme/müzikler 10/10
-Plot twist(Ters köşe) 5/10
-Türünün hakkını verme 7/10
6/10

Yazıyı bunu dinlerken okuyunuz

 

Tanıtım: Fanservisden başka bir amacı olmayan ve bunu da sihirli anahtarlarla kapatabileceğinizi düşündüğünüz bir karaktersiniz diyelim. Doğal olarak ilk işiniz RPG havasındaki bu animede bir sihir derneği bulmak olacak. İşte ana odağımız olan bu derneğin adı Fairy Tail. Bu loncadaki esas oğlan bir ejderha tarafından yetiştirilmiş genç Natsu. Loncası için her şeyi yapabilecek kapasitede ve loncadaki herkes bu duygudaşlıkla önlerine çıkan her şeyin üstesinden gelebiliyor. Aslında her şey ne kadar güzel başlamış değil mi? 

11 Ekim 2016 Salı

Yüzüklerin Efendisi Nedenlerine --Nacizane- Cevaplar

Bu başlığın amacı seriye dair artık seriyi bilmeyenler tarafından bile bilinen argümanlara cevap olmak istememden kaynaklanıyor. Aslında benim kullandığım en klasik cevap "Kitapları okusanız bütün cevaplarınız orada" idi ancak kitabı okuyanlar arasında bile aynı argümanların olduğunu görünce bu başlığı açmak istedim.

3 kez bitirdiğim için yüzüklerin efendisi serisinden soruları tercih ederim. Ama diğer kitapları da bir kere okuduğum için onlardan da soru kabul ediyorum. Yani aklımda kaldığı kadar cevaplamaya çalışırım ama üçlü seri kadar sağlıklı olmayacaktır. Her şeyi bildiğimi de iddia etmediğimi not düşerek başlayayım.





En klasiğinden başlayalım
"Neden yüzüğü kartallarla gidip atmıyorlar yahu?"


11 Eylül 2016 Pazar

What if Akainu is the main character? -One piece Fanfiction- 6/?

Açıklama:
"If Akainu was the main protagonist, I could put an end to One Piece within a year" Oda in an interview. ODA: Akainu ana karakter olsaydı one piece’i 1 senede bitirebilirdim.
Dolayısıyla bir denemek istedim eğer gerçekten olsaydı ne olurdu

Bölüm 1

“Bu Sakazuki mi?”
“O tekneyle ne yapıyor?”
“Hey Sakazuki!”

Kollarını kavuşturmuş adam hasır şapkasının gölgelediği gözleri açığa çıkmayacak kadar kafasını çevirdi kıyıdaki balıkçıya.

“Kıyıdaki canavara dikkat et!”

Eğer denk getirirse bir yonkou’nun bile kolunu kaptırabileceği bu canavar –her ne kadar o seviyede birinin tek kol yüzünden gücü azalmayacak olsa da- korkutucuydu, evet. Ancak balıkçının baygın bakışlarla yaptığı bağırtı uyarı taşımıyordu. Aksine canavar için endişelenmek daha doğru olurdu. Maalesef tam bu anı bekliyormuş gibi ortaya çıkan canavar bundan habersizdi.

6 Eylül 2016 Salı

Çelikle Dans -özgün eser-

Kılıç kullanan biriyle kılıç ustası arasındaki farkı bilir misin?
Soğuk zemin karla örtülmüş,kırmızıya boyanmıştı. İnsanların yoğun kanı olabilecek en yağlı boya yoğunluğuyla serpilmişti yere. Rakibini aşamayacağına dair olan düşünceleri kafasından uzaklaştırmaya çalışıyordu. Biliyordu ki kendisine öğretmenlik yapmış, ustası olmuş, kılıcı öğretmiş bu adamı yenmeliydi.Ancak tek başına kalmıştı. Bütün yoldaşları havadaki soğuğu dahi hissedemeden yerde yatıyordu. Ancak şanslı olan birkaç tanesinin uzuvları hala yerindeydi
Birinin savaş sırasında yalnız olduğunu düşünüyor olabilirsin
Tek kılıç kullanırdı. Geleneksel öğütlerle ve modern mühendislikle işlenmiş çelik kendini sarmalayan ellere bırakmıştı. Havada ilerlerken önüne gelen her canlıyı usta bir aşçının elinden çıkmış yemeğin dişler tarafından dağıtılması kadar kolay kesip geçiyordu. Uğruna salındığı eylem kesmek değildi adeta, kağıda dökülen bir şiir gibi süzülmekti sadece.
Yanılıyorsun
Pek çok silah çıkmıştı kılıç karşısına. Silahlar yeterince iyiydi aslında.Ancak kullanıcılarının elinde kurak topraklardaki bitkiler gibi kuruyor, solup gidiyorlardı.
Asla yalnız değillerdir.
Bunları düşünmemeye çalıştı. Zira kafasını boşaltması gerektiğini öğretmiş ve öğütlemişti ustası. Meditasyon yapacak vakti de yoktu. Doğal olarak saldırmayı seçti
Neden yalnız olmadıklarına dairde pek çok neden gösterilir
İnci kimonosunun altına giriyordu soğuk. İnce beyaz çoraplarında ki her mikroskobik açıklığa hücum ediyordu ısırmak için.
Ancak söz sanatında da ihtisas yapmış bir kılıç ustasının sözü açıklar en iyi
Çarpışan çeliklerden fışkıran kıvılcımlar ateşin doğasına uygun olarak birbirlerine dolanıyor. Şehvetli aşıklar gibi flemenkoya girişiyorlardı
Zira başka hiç kimse hissedemez bunu.
Daha önce hiç böyle hissetmemişti öğrenci. Bu his ustasına karşı olan bir his değildi. Yıllarca yaptığı eğitimden gelmiyordu. Farklı bir dürtü, farklı bir duyguydu.
Herhangi bir silah kullanan değil, kılıç kullanmayan hiç kimse bilemez bunu.
Bedenine saplanan çeliğin havada ki kar taneleriyle ilerleyen hareketiyle ilgilenmemeye başladı bir süre sonra. Elinde kavradığı kını fark etti önce.
Kılıç ustası der ki, temel olarak yaptıkları eylemi fark ettiklerinde
İlk görüşte aşık olduğu kıza bakar gibi teni aracılığıyla baktı kınına. Bedenindeki hücreler katledilirken o elindeki çeliğe kaymıştı bu sefer.
Duruşları değişir onların
Bedeni çeliğe daha iyi odaklanabilmek adına ustasının kılıcından uzak bir yere getirmişti onu. Artık sadece teniyle bakmıyordu kılıcına.
Bakışları değişir
Kılıcını görüyordu, kılıcındaki kokuyu alıyordu, kılıcından çıkan şarkıyı duyuyordu, bozuk para ve pil karışımı bir tad alıyordu ağzından içeri giren solukla, teninde ki hisler hücum ediyordu kılıca
Karşılarındaki ne olursa olsun bir avcının avına baktığı gibi bakarlar
Eğer elindeki kılıca bu kadar odaklanmasaydı görebilirdi belki. Ustasını gözlerindeki gururla karışık duyguyu. O öyle bir duygu ki kimse görmemişti onda. Zira kendisini yenecek olan kişi bile rakibiyle değil kendisini aşan biri olmalıydı öncelikle.
Mesafeyi ölçerler
Bedeni rahatlamıştı öğrencinin. Ancak hazır ve nazır bekleyen bedeninin üstündeki gözleri keskinleşmişti. Öylesine odaklanmışlardı ki eğer baktıkları yer şehrin öteki ucu olsaydı kardan adam yapan çocukları izleyebileceklerdi.
Gözlerindeki korkuyu görürler
Ancak hemen önlerindeki ustaya bakıyorlardı. Sadece göz bebekleri de değil, bedendeki trilyonlarca hücre mevcut işlerini bırakmış rakiplerine bakıyordu artık.
Doğru zamanı beklerler
Ustanın elindeki kılıç şiir yazmak için atılınca kendi de çok ufak bir hareket yapmıştı. Kaslarıyla değil, isteğiyle değil her hücresi ayrı bir birey olarak karar vermiş ancak ekip çalışmasıyla hareket etmişlerdi.
Ve saldırırlar
Gerçek bir kılıç savaşına yaraşır bir şekilde uzun sürmemişti hamleler. Tek bir yaradan sonra ki ikinci saldırıyı yapıyorlardı. Ancak biri aldığı canlar ile amacına odaklanmışken öğrencisi bir aydınlanma içerisindeydi.
O an anlarlar ki yaptıkları şey dövüşmek değildir
Kılıcını savurmak gibi gelmiyordu eski öğrenciye. Bir uzvuyla hareket ediyordu. Bir uzvunu hareket ettiriyordu. Uzvu üstündeki hücrelerin ekip çalışmasıyla hareket ediyordu.
Yaptıkları şey birilerini memnun etmek değildir, kendileri dahil
Buraya gelme nedeni çıkmıştı aklından
Yaptıkları şey kazanmaya çalışmak değildir
Ustasını geçmek değildi yaptığı. Kendisini geçmek değildi. Kılıcıyla bir olmak değildi. Kılıcını uzun bir uzuv olarak görmek değildi.
Yaptıkları tek bir şey vardır
Yaptığı eylem bambaşkaydı. Yaptığı eylem iki farklılığın bir bütün içinde hareketiydi. Tek bir organizmanın sade bir eylem için yaptığı hareketti. İki çarkın farklı yönlere dönmesiydi yaptığı…
Yaptığı tam olarak…
Kılıçlarıyla dans etmekti


OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER

27 Ağustos 2016 Cumartesi

Ölümcül Şaka 3/3 -BatmanxDeathNote fanfic-

Bölüm 1

Yoğun bir gün olmuştu. Bir ihbar ile başlayan olaylar silsilesi olabilecek en kötü ihtimali de beraberinde getiriyordu. En büyük düşmanının eline geçebilecek çok tehlikeli bir silah. İstihbaratını toplamış karanlık mağarasına çekilmişti. Her ne kadar özünde mağara olsa da içindeki ileri teknoloji ürünler ile benzerlerinden ayrılıyordu.

Kendisi içeri girdiğinde ışıklar yanmış ve son teknoloji ürünü bilgisayarın ışığı tek aydınlık nokta iken artık her yer görünüyordu. Zırhlı aracın kapısı üst tarafından bir bütün şeklinde açıldı. İçinden çıkan kostümlü kahraman ise kendini bir insanın geliştirebileceği en uç noktalara kadar eğitmiş bedeniyle indi araçtan. Normalde bu mağara en mahrem yerlerinden biriydi kendisi için. Buna olan güveni sayesinde araçtan iner inmez sembolü olan yarasa maskesini sıyırırdı normalde kafasından. Kendisinden başka bir el temas ettiği anda ufak bir bayıltıcı gazdan uygun dozda elektrik şokuna kadar envai çeşit çeşit önlem içeren bir maskeydi bu. Ancak bu sefer çıkartmamıştı. Bir başka göz görebileceği için değil. Hiçbir göz bakmıyordu zira kendisine. Ancak yapacağı konuşmanın ciddiyeti gereği çıkarmamıştı maskesini henüz.

Pek çok ekranın bulunduğu bilgisayarın karşısına oturup saati kontrol etti. Eğer olabilecek bütün ihtimaller ile kafası meşgul olmasaydı böylesine genç biriyle neden işbirliği yaptığını sorgulayabilirdi. Cevabı basitti aslında. Kara şovalyenin bile sınırları vardı. İnsan olmanın getirdiği sınırlar.

Ekran açılıp belli bir font ile yazılmış tek bir harf belirdi vakit gelince. Bir dakika bile geç ve ya erken açılmamıştı ekran. Tam belirledikleri saatte gelmişti. Kullanılan font gereğince dik çubuğun ortası boşluk üstten kıvrımlıydı. Ters dahi bakılsa yine aynı “L” harfini verecek şekilde tasarlanmış bu harfin arkasında büyük bir dedektiflik örneği duruyordu. Stratejist olarak kendisi daha iyi bir yer edinmiş olsa da batman bu zekayı takdir ederdi. En azından bu kadar sert olmasaydı edebilirdi.
Ciddi ama genç işi bir duruşu olan harften ses yükseldi

“Ben L”

Muhattap aldığı kişi özel yapım eldivenlerini geçirdiği ellerini ağzının önünde kavuşturmuş öylece bekliyordu cevap vermeden. Bunun üzerine kendisine seslendi büyük harf

“Batman?”

23 Ağustos 2016 Salı

Kader/Bulmaca -Fandom- 16/16

Özet: Seçimleriniz farklı olsa da hikayeniz aynı kalacak. Zira Ana Karakter Sizsiniz.
Açıklama: Bulmaca/role play tadında bir hikaye. Bölüm sonlarındaki seçimlerinizle ilerleyeceksiniz dolayısıyla

İşin aslı tekil şahıs olarak bir hikaye denemek istedim çünkü bütün hikayelerimi 3. Tekil şahıs(ilahi bakış) olarak yazdım. Ama sonra yine beyin kıvrımlarımdaki çarklar beni basit bir hikaye yazmaktan uzaklaştırdı :P


Bölüm 1

Uyandım.

Ancak sesler uzaktan geliyordu sanki. Göz kapaklarımı kaldırmayı ilk denediğimde olmadı. Bir kez daha denedim. Üstümdeki bu ağırlıkta ne böyle?

Sonunda yavaş yavaş gözlerimi açtığımı hissediyorum ancak görüntü yok. Ne bulanık bir ışık, ne renkler. Sadece siyah bir perde var. Gözlerimi açtığımdan emin olmak için kırpıştırdığımda kirpiklerim üstünden akan havayı hissedebiliyorum. Bir hava akımı var.

Bedenimi hareket ettirmeyi denediğimde zorlandım. Çok derin bir uykuda olduğumu fark edecek kadar sersemliğim dağılmaya başladı. O kadar derin ki sanki bayılmış gibiyim. Bir koltuktayım. Yanlardan biraz sıkışık olsa da şikayet etmemi gerektirecek kadar değil. Gözlerimi derin karanlık içinde gezdirdiğimde sonunda ufak ışık zerrelerini fark etmeye başladım. Büyük pencereler ve hemen yanımdan ileriye doğru uzanan dar bir koridor. Hala sersemliğini üstünden atmaya çalışan beynimden buranın ne olduğunu tanımlamasını istiyorum. Aklıma gelen sadece ilk sonuç bir otobüsün içinde olduğum.

Doğrulup etrafa bakma ihtiyacı hissettim nedense. Araçta kimse yok. Bu araç her neyse dışarı çıkmam gerek. Henüz nedenini kavrayacak kadar ayıldığımı sanmıyorum ama ayağa kalkıp kaslarımı gerdirmem şart.

Ayağa kalktığımda biraz sendeliyorum. Sanki zemin sağlam değil gibi. Belki de sersemliğimi tahmin ettiğim kadar atamamışımdır. Bir yere tutunma ihtiyacım ile birlikte karanlığa alışan gözlerimle bile içeriyi göremediğimi fark ettim. Dışarı çıkmak için bir neden daha.

Belki de önce oturduğum koltuğa bakmalıyım. Herhangi bir şeyi düşürmüş olmak istemem. El yordamıyla kontrol etmem gerekecek ancak yine de bakmam gerektiğini hissediyorum.
Elimi koltuk üstündeki kumaş üstünde gezdiriyorum. Az önce kalktığım için bedenimden yayılan sıcaklık yeni yeni soğumaya başlamış. Tek kişilik bir koltuk olduğunu fark ediyorum. Bu dürtüyle etrafıma bakınca yan tarafta da ikili koltuk olduğunu görüyorum. Belki daha ilerisi de vardır ancak pencereden gelen ışık gözlerime oyun oynuyor da olabilir.

Anlaşılan bir şey düşürmemişim. Hala içimde garip bir his var oysaki. Korkumu? Heyecan mı? Aslında uyuşukluk olduğunu da söyleyebilirim. Ne olduğunu bilmiyorum ama içimden bir ses ne olursa olsun bu hissi takip etmem gerektiğini söylüyor.

Koltukta bir şey düşürmediğim kesin. Ancak belli belirsiz bir karıncalanma hissi bir an belirip kayboldu. Belki de nemli bir yere değdim? Emin değilim ve bu karanlık yardımcı olmuyor. Acaba elimde ışık yakacak bir şey var mı?

Bir araçta olduğum için kafamı yukarı kaldırıp ışık düğmesini arıyorum. Evet, bir ışık düğmesi var ancak bastığımda gözlerimi kamaştıracak bir ışık beklerken hiçbir şey olmadı. Hani işe yaramayacağını bildiğin halde aynı düğmeyi tekrar denersiniz ya, ben de bu tuhaf alışkanlıkla birkaç kere daha düğmeye basıyorum. Ancak ne kadar denersem deneyeyim bir şey olmuyor. Işığın yanmayacağına kanaat getirip vazgeçiyorum.

Sanki çok basit bir şeyi gözden kaçırıyormuşum gibi gelmeye başladı. En iyisi dışarı çıkmak diye bir kez kendimi telkin ettikten sonra dar koridorda ilerlemeye başlıyorum. Belki temiz hava biraz canlılık verir. Zaten burada çok oyalandım.

Dışarıdaki ışıkların kaynağını öğrenmeliyim. Şeye benziyorlar…


-“Bina ışıklarına benziyorlar” için “Bölüm 2”ye gidiniz
-“Kırmızı renkteler” için “Bölüm 3”e gidiniz

8 Haziran 2016 Çarşamba

Shingeki No Ghoul (One Shot Fanfic)

Hikaye Notları: Kısaca Eren, Levi Mikasa Armin gibi karakterleri günümüze getirin ve devleri çıkartıp ghoul yapın. İşte size crossover. TG’nin sadece ilk sezonunu animeden izlediğimi hatırlatmak isterim. Bu yüzden hikayede oralarda bir yerde bitiyor
Ha bu arada Tokyo Ghoul için nacizane bir tanıtımım da var.

Bölüm

Öylece gitmişti annesi. Böyle bir şeyin olabileceği hiç aklına gelmemişti. Bu yüzden acı gerçek yüzüne tokat gibi vurupta annesinin ghoul denen şeyler tarafından yenmiş olması yüzünden hala ağlıyordu. Sonuçta çocuktu hala. Kimse ona kızamazdı. Kimse ona laf edemezdi. Ağlamakta haklıydı. Ağlamalıydı.

Tam da bu yüzden birden ayağa kalkıp sırtını dikleştirerek cama yürümesi garip gelmişti aslında. Yanaklarındaki gözyaşları kurumuş çocuk evlerindeki katliamdan sağ çıkan üvey kardeşi Mikasa ile buraya getirilmişti. Mikasa bile şimdi ne yapacağını kestiremiyordu artık.

“Eren?”

Eren ağlamasını durdurmadan dişlerini gıcırdatmak isteyince hırlar gibi bir ses çıkartmıştı pencerenin önünde. Üzerindeki battaniye düştüğü için soğuktan ürperen tenine aldırmadan pencere kenarlarından tuttu. Herkesten önce Mikasa bir an ne yapacağını kestiremediği Erenin yanına gitmek üzere ayaklandı. Ancak Erenin tek yaptığı bağırmak oldu. Ancak basitçe bir nara değildi bu. Bir isyandı. Yüreğindeki mangal gibi ateşten gelen bir isyan.

“Ghoulları öldüreceğim! Her birini öldüreceğim! Birini bile hayatta bırakmayacağım! Ghoullar ölecek!”

Ateşe Ateş (One Shot Fanfic)

Hikaye notları: digimon dünyasından pokemona bir crossover işte. Digimon karakterlerinin ağırlıkta olduğu bir hikaye çünkü yapısı buna daha uygun.

Bölüm

“Hayır hayır hayır hayır”

Kabarık sivri saçlara sahip çocuk bisikletinin pedallarına olabildiğince fazla kuvvet uygularken nerede yanlış yaptığını düşünmeye çalışıyordu bir yandan. Ancak uzaklardan gelen kükreme seslerine karışan kaya gümbürtüleri bunu oldukça zorlaştırıyordu.

“Böyle olmamalıydı. Hepsini yok etmiştik. Bütün kuleler gitmişti”

7 Haziran 2016 Salı

Gatts vs Yoma (One Shot fanfic)

Hikaye Notları: Berserk x Claymore arasında bir crossover fanfiction hikayesidir. İki mangadan da spoiler içerir.
Nacizane Claymore tanıtımı
http://sonsuzedit.blogspot.com/2016/06/claymore-tantm.html

Bölüm
Asıl görevleri bitmişti. Miria’nın kendi boyu kadar olan kılıcı, büyük ve güçlü ama bir kadına yakışacak kadar zarif ve ince kılıcı Claymore ile kesmişti o dev yaratığı. Yoma denen canavarlardan yapmak için kullandıkları bu dev kafatası ve şişman bir insan şeklindeki iki canavarı parçalara ayırmıştı. Organizasyonu bitirmişlerdi. Geriye sadece kalan Yomaları temizlemek kalmıştı.

***

“Uyan Gatts!”
Sırtındaki kanatlarının altında cinsiyetsiz bir insan görünümündeki elf avazı çıktığı kadar bağırıyordu dev ağacın gölgesindeki silüete doğru. Bir silüet demek bile yanlıştı belki. Zira siyah cübbesinin içinde silüet denebilecek kadar bile belli olmuyordu ağacın gölgesinde.

15 Mayıs 2016 Pazar

DEATH NOTE İNCELEMESİ

Death Note animesinin incelemesi yorumları ne derseniz artık.


Anime Tanıtımları


        Bu zamana kadar listedeki animelerden hiç birini seyretmediyseniz.
        Alttaki Animelerle başlamayı düşünebilirsiniz. Bir de yazı uzun diyenler için belirteyim.
KISACA: 7-8-9 puan verdiklerimi öneriyorum. Tabii ki 10 puan dahil ama onun açıklamasına bakın. 5-6 öncelik vermeyin 4 ve aşağısında puan verdiklerime bakmayın bile.

  1. Death Note
  2. Fullmetal Alchemist Brotherhood
  3. Cowboy Bebop

Anime tanıtımlarının amacı ilgi çekici kısımlarını ortaya koyarak,
hikaye hakkında spoiler'sız genel bilgi verilmesi amaçlanmıştır.
Sezonlara ayırmadan verdim tanıtımları. Tanıtımlar SÜBJEKTİF olup bazı uzun tanıtım tadındaki incelemeler başlıkların altındadır.

Puanlama mantığım:
10/10 Bu puan olabilecek en sübjektif puandır. Bu konuda 10'da 10 almış olanların hepsinde şu ikisinden biri söz konusudur
-İngilizce "underrated" diye tabir edilen. Türkçe hakkı yenilmiş, görmesi gereken ilgiyi ve sevgiyi görememiş diye düşündüğüm
-Genel sıralama ve düşüncede daha kötü bir seri, bu puanı verdiğim yapımın üstünde tutulmuş.
Örnek: "Sao gibi bir yapım FMA Brotherhood'u nasıl geçer yahu!"

9/10 Efsane anime. Küçük, göze batmayacak bir eksikliği olmasına rağmen o efsaneliğin arasında göze batmıyor. Tek ricam Tür'ünü bilerek bu puanımı değerlendirmeniz. Yani tür olarak aksiyon ve benzeri bir etiketi olmayan romantik bir animeden süper dövüş sahnesi beklerseniz yazık yani.

8/10 Hani 100 metre yarışında 1. ile 2. arasında salise fark olur ya. İşte bu puanı verdiğim serilerin 9 alanlardan farkı o. Aslında aynı kulvardalar ama işte efsane diyemiyorum.

7/10 Bu puanın 8'den farkı şu. 8 puan alanlar bir hata yapmamış oluyorlar. İşte ufak tefek eksiklikleri var sadece. Olsa daha iyi olurdu gibi. Ama bu puandan itibaren 1 ve ya 2 noktası bayağı kötü olmuş demek. Zaman zaman o kötü noktalar gözede çarpıyor.

6/10 İyi ve kötü yanlarını bir kağıda yazsak iyiler bir kaç tane fazla gelebilir. Bu puanı alan seriler için genelde şu tür cümleler kurarım. "En azından şunu yapmış", "En azından daha uzatmamış, tadında bırakmış"

5/10 Ortalama, Bayağı ortalama. İyi desem iyi değil kötü desem kötü değil.

4/10 Artık kötü yanı daha fazla göze çarpıyor bu puan. Belki tek bir şey için izlenebilir. Aksiyonu iyi yapmıştır. Tek bir karakteri kalitelidir gibi.

3/10  Kötü. Bayağı kötü yani. Düzeltilmesi gereken çok şey var. Tek bir şeye yönelmiş ve onu da yapamamış olan seriler için bu puanı kullanıyorum genelde. Normalde izlemem ama işte arkadaşla başlamıştık bende başladım bitireyim bari demişimdir.

2/10 ÇÖP! Kesin yarıda bıraktığım seriler. Üeerinde çalışılması gereken çok şey var. "Millet nesini beğenmiş ki bunun?" bile diyebilirim ki demem aslında. İnsanları zevklerine göre yargılamayın.

!/10 Bu puanı verdiğim tek bir seri var zaten. O da "Himouto! Umaru-chan". Düzeltilecek bir şeyi bile yok o kadar kötü. Hakkında konuşmak bile istemiyorum.


Puansız: Henüz karara varamadığım. Sonunu izlemediğim ya da tarzı bana hitap etmeyen, üzerinde konuşamadığım-konuşmak istemediğimden değil yani- seriler.

Dipnot: Alttakilerin hepsi izlenmiştir.

5 Mayıs 2016 Perşembe

Hızlı Karakter Tasarımı (HKT)


HKT'ye hoşgeldiniz.
Hemen şu sorulara cevap vererek yüzeysel kalmayıp çok derine de inmeyen bir karakter tasarlayabilirsiniz.



İLK ADIM

8 Mart 2015 Pazar

One Piece güç seviyeleri

Kafamdakini kağıda dökmem gereken yoksa kafamda dönüp dönüp duracak olan bir konuya daha hoşgeldiniz.

Öncelikle çıkış noktam şu, kizarunun bir lafı var 
"Roronoa zorooooo~ Orta seviyede iyi bir kılıç ustası olduğunu duymuştu~m"

Şimdi bakıyoruz iki başlıktan söz ediyor. "Orta seviyede iyi bir kılıç ustası" ben buradan ODA-sensei'nin kafasındaki güç kıstasının 1-10 arası olduğunu fark/farz ettim. Yani kelimelerle şöyle zayıf-orta-güçlü birde bunların alt dalları var etti sana 9. Bir de roger gibi bir seviye var etti sana 10. Tabii güç artışı logaritmik. yani 2-3 arasındaki fark 1-2 arasındakini katlıyor.

Bu hesabı örneğe dökeyim hemen. Mesela zoroya söylenen laftan yola çıktık hemen onu örnek vereyim. Zoro 2y öncesi orta seviyede iyi bir kılıç ustası. Yani zayıf 1-3 orta 4-6 güçlü 7-9 ise zoro 6 ediyor. Tabii aynı sayıyı alanlar arasındaki fark o kadar az ki en ufak bir şey etkileyebiliyor. Mesela sanji ve zoro 6, numara olarak aynı.  Ama zorodan bir kılıç bile eksiltmek ve ya sanjiye mutfak bıçağı vermek bile bu dengeyi bozar. Çünkü yapı olarak baktığında sanji kılıçlara kenardan-ayağına zarar gemeden- tekme atmak ve ya savuşturmak zorunda. Yani bodoslama dalamaz ki bu daha fazla efor demek. Sırf fazla efor sarfetmesi gibi kısa dövüşlerde bir getirisi ve götürüsü olmayan ama dövüş uzadıkça farkın açıldığı tek bir nedenden -fazla eforun getirdiği zorluk yüzünden- olası bir zoro vs sanjinin galibi zorodur. Ama bu efor dediğim gibi bir örnekle-sanjiye kılıçlara bodoslama karşı koyabileceği bıçaklar ve ya zorodan kılıç eksiltme- azaltabilirse sanji kazanır.
Zoronun kaku ile ilk karşılaşması da örnek verilebilir. Kaku inşaat malzemeleriyle zoroya karşı koyamıyordu ama eline doğru düzgün kılıç verince farkını koydu ortaya. Tabii sonucu değiştirmedi ama hani aynı sayı değerinde olmalarından dolayı gelen ufak değişikliklerin önemini vurguluyorum

Bir kaç örnek vereyim sayı değerlerine.
10 roger ve genç WB yani daha ötesi yok
9 amiraller, yonkou kaptanları, marco
8 koramiraller shici ler, 2y sonrası luffy, Katakuri
7 Jimbei, Ace, 2y öncesi luffy, 2y sonrası zoro ve 2y öncesi sanji, lucci
6 2y öncesi zoro ve 2y öncesi sanji, dorry ve brogy, kaku
5 franky, brook
4
3 çöp balık adamlar, buggy, usopp
2 eğitimli askerler
1 siviller

Hani rütbe olarak yazdım ama-çünkü bir sürü şey yazdım zaten, yani detaylı girmek istemedim - mesela shicilerin seviyesi luffy e şans eseride olsa 2y öncesi yenileninden amiral kolu alana kadar olduğu için aslında 7-8-9 a yayabilirsin isim olarak indiğinde. Yine de en düşüğü 7 en yükseği 9 olduğundan ortalama 8e koydum. Koramiraller, yonkoular gibi isim yerine rütbe olarak koyduklarımda da aynı şey geçerli.  Zaten kararsız kaldığım pek çok karakterde var ondan böyle az örnek koydum.
İşte böyle bir şey var kafamda. Ne kadar senin ve ya başkasının aklına yatar bilemem ama :)
Ben hangi seri olursa olsun yazarın kafasına girerek düşünmeye çalışırım. Onun ürünü bunlar.

Monster trio'ya özel bir yorumumda vardı onuda koyayım böyle dursun

Luffy'nin B.hakisi bir zoroda olduğu kadar ve ya K.hakisi bir sanjide olduğu kadar yoktur kanımca. Ama ikisinin H.haki sayesinde birleşimi kendisini tayfadaki en güçlü yapıyor. Claymore izleyen varsa bilir teressa diye bir hatun var ona diyorlar bizim no 2 kadar hızlı kılıç kullanamaz no 3 kadar güçlü değil diye ama bakıyorsun ikisinin bir tık altının birleşimi olduğundan dağıtıyor ortalığı.
Bence olayı rp tarzı düşünürsek stat farkı var monster trio da. 3 temel stat olarak luffy güç, zoro dayanıklılık, sanji hız üzerine kurulu geliyor bana. Misal Luffy vurdu mu inletiyor. Ayrıca çevik. Oz gibi bir vücudu da olsa mermileri savuştrabilir-bknz franky'nin silahından kaçtığı sahne- Hızı g2 ile çözdü sonradan. Dayanıklılık ise daha çok darbeyi absorbe etmeden geliyordu meyve sayesinde ama iman gücü de vardı.
zoro zaten kılıç gibi verdiği zararın arası olmayan bir silah tercihi yaptığından dayanıklılık en iyi stat olarak düşünülmüş-senaryoda cabası-. Yani kestin mi kesildin. Yaranın derinliğini azaltmak için/yaraya dayanmak için dayanıklı olmalı. Ama bir sanji kadar hızlı olduğunu sanmıyorum ya da luffy kadar güçlü. Güç üzerine gidiyordu luffynin hız üzerine gittiği gibi. Sonra arabastada güç üzerine gitmektense kılıcın doğasına döndü.
Sanji zaten çevik ve hızlı. Ayrıca monster trio'nun kafası çalışan elemanı.zeka statıda var yani. Ama güç ve dayanıklılık olarak zayıf kalmış. Yine birazda senaryo gereği üvey evlat havası oluştu üstünde. Ama konumu da onu gerektiriyor zaten.
Nihayetinde birbirlerinden üstün olan tarafları vardır monster trio nun-en azından ODA'nın böyle tasarladığını düşünüyorum-
Ama toplamda baktığımızda olası bir ciddi dövüşte akainu vs WB misali kaybeden tarafın kazanana hayatı boyunca taşıyacağı bir yara bırakacağı kesin. Yine de güç-stat toplamlarından elde eidlen güç- sırası belli bu üçlü arasında.

Aynı mantıkla bir kaç villian içinde konuşalım. Doflamingo dayanıklılığı yüksek biri. Ayrıca güçlü ve ya hızlı değil ancak bu iki açığını da meyve güçleriyle kapatıyor. Yani stat olarak baktığın zaman bütün puanları dayanıklılığa ve meyvesine vermiş kalan puanlar bu ikisine nazaran düşük kalmış. Birde haki var tabii. Ama öne çıkanlar bunlar. Luffy ile karşılaştırdığımızda öyle bir tablo var.
Luffy Dof'tan güçlü vuruyor aslında ama Dof bunu B.haki ile  yada meyve klonlarıyla karşılayabiliyor.
Luffy doftan hızlı ama yine meyve yeteneğiyle kapatıyor bu açığıda
Dof luffy'den dayanıklı bir de meyve yeteneğiyle yaralarını dikmek hatta eriyen organlarını toparlamak gibi uçuk şeyler yapabilmesi de var.
Luffy G4 ile full B.hakiyi kısa süreli kullanıp dof'un meyve yeteneğini ve genel olarak hakisini aşınca -K.haki bile yetmiyor darbeleri görmesine ki Dofun en zayıf olduğu kısım muhtemelen bu.-Dof indirebiliyor. Ama kendide tükeniyor. Hatta dof çabuk kalkabiliyor saf dayanıklılığı yüksek olduğu için.

Katakuri vs Luffy'e bakalım
Kata meyvesi paramecia olmasına rağmen logia tarzı kullanabilen biri. Hız konusunda luffy ile benzer ve Luffy'den daha güçlü ki kendisinden daha güçlü olan tek rakibi Lucci'ydi şimdiye kadar. Ayrıca en güçlü yeteneği K..haki, öyle ki gelecekten bir parça görebiliyor. B.hakiside aynı şekilde.
Kataya stat mantığında yaklaşırsak meyve ve haki yetenekleri full iken temel statlarından güç önde. 
Luffy güçlü vuruyor ancak kata bunu daha yüksek güç meyve ve B.haki ile karşılayabiliyor.
Luffy muhtemelen bir tık daha hızlı ancak katanın K.hakisi luffy'nın hızını karşılıyor.
Dayanıklılık olarak bariz bir şekilde luffy daha önde Katadan.
Dövüş ilerledikçe luffy Katanın gelecek görmeye dair K.haki mantığını elde ederek p.up başlangıç seviyesinde Kata'ya vurabilmeye başlıyor. Güç olarakKata üstün olsa da dayanıklılık olarak düşük kalan ve her daim K.haki ile saldırılardan sıyrılmış kata toplasan 10 tane bile darbe yemediği halde dövüşte dezavantajlı durumda kalıp düşüyor. Düşene kadar luddy'i aşan B.hakisiyle iki B.hakili darbe çarpışmasına rağmen Kata üstün geliyordu yine.





 

5 Aralık 2014 Cuma

Manga Çizmek isteyenlere one shot hikaye


NOT: Bu hikaye "one shot" yani tek bölümlük bir manga çizmek isteyenlere hediyemdir.
Genelde manga çizmek isteyenlerin hikaye konusunda çeşitli forumlarda konu açtığını gördüm kendimde "elimde hikaye var çizmek isteyen varsa iletebilirim" tarzında yardımcı olmaya çalıştım.

Ancak gerçekçi olmak gerekirse kimsenin 5 sayfadan fazla ilerleyebildiğini görmedim. Daha fazla sayıda sayfa ortaya koyanlarda bunu sadece bir kere yapabiliyor gibi bir izlenim oluştu bende.

Tabii yanlış anlaşılmasın çizim zor bir iştir. Bakuman izleyenler bilir. Dolayısıyla burada ki kelimelerim kesinlikle iyi niyetle yazılmış olup işin gerçekliğinden bahsettiğim için biraz acımasız görünebilir. Eğer kırıcı olduysam bu yüzden özür diliyorum.
Neyse lafı fazla uzatmadan manga çizmek isteyip elinde bir hikaye bulunmayan hevesli arkadaşlara kendilerini denemeleri için bunu yayınlama kararı aldım.

Kolay gelsin hepinizin kalemine kuvvet! Eğer çizdiyseniz ve ya fikir olarak yardımcı olmamı isterseniz yorumlarda belirtebilirsiniz. Zaten hikayeyi 4-5 kişiye verdim ama isteyen varsa kimseyi kovmuyorum yani

NOT2: Hikaye genel olarak apokaliptik bir gelecekte uzaylıların saldırısı sonrası insanlığın süper güçler kazanarak arenada savaşması tarzındadır.
İnsanlar yaklaşık 3 nesil sonra zaten bedenlerinde süper güçler bulunduran uzaylılarla savaşabilecek güce erişmiştir. İnsanların güçleri genelde Bleach zanpaktou tarzında olup uzaylıların güçleri genelde One Piece paramecia şeytan meyvesi tarzındadır.
Karakterlerin görünümlerini ve hikayeye ekleme çıkarma yapmayı siz çizerlere bırakıyorum zira bu hikayenin temel amacı aslında oturup 40-50 sayfalık bir manga çizebilir misiniz bunu görmek. Ancak olurda karakterlerin, çevrenin ve ya hikayedeki herhangi bir şeyin görünümlerine dair bilgi isterseniz elbette seve seve bunları yorum altında cevaplarım.

Not3: hikaye esasında benim manga çizme hevesim geldiğinde kendimi denemem için yazıldığı için tam olarak diğer hikayelerim kadar akıcı olmadı. Pek çok dil bilgisi imla hatası ve hatta zaman kipi problemi var. Okuması zorlu olabilir. Bu yüzden hem özür diliyor hem de sizi bir şeyler katıp çıkartmaya teşvik ediyorum.

Eh sözü yeterince uzattım artık hikayeye geçelim

28 Mart 2014 Cuma

Ergo Proxy analiz (SPOILER İÇERİR)



Ergo Proxy analiz açıklama artık her ne derseniz işte.

Tarzım gereği direk konuya girerek başlamak yerine bir kaç ön bilgi ve uyarılarla başlamak istiyorum. Zira aynı şeyleri tekrar tekrar söylemek istemiyorum. 

Her şeyden önce yazı SPOILER içereceği için 23 bölümü de izlemiş olarak gelmeniz tabii ki en sağlıklısı olur. Bırakanlar için söyleyeyim 9. bölümde açılıyor seri :)

13 Aralık 2013 Cuma

Shock -fandom- 11/11

Yazarın kaleminden önsöz tadında: İzlediğim bir animasyondan etkilenerek 2013'te yazdığım bir hikaye. Zaten animasyonu da bölüm sonlarında verdim. Kafa kafaya dövüş yazabilmek için ilk girişimim olan bu hikaye iyi bir antreman oldu benim için


17 Ocak 2013 Perşembe

Survivor of the second world - Fanfiception 5/5

Hikaye 2013'te yazılmıştır. Ne kadar çok şeyin eksikliği olabileceğini ben bile kestiremiyorum:)

Hikaye öncesi not: Bu hikaye şu linkteki hikayenin bir ekstrasıdır.
http://forum.turkanime.tv/topic/3213-ff-survivors-in-the-second-world/
Orjinal senaryonun materyalleri ve karakterlerinin üstüne ekleme yapılarak yapılan ancak orjinal senaryodan tamamen bağımsız bir hikaye. Bir nevi anime movie :D
iyi okumalar

Edit: link ölmüş. Ancak silmiyorum ki hikayenin kaynağı belli olsun.
Edit 2: buldum ölü linki https://www.wattpad.com/story/45956777-hayatta-kalanlar-ve-yeni-d%C3%BCnya
Bu da wattpad hesabımdaki hali ama onda çizimler yok
https://www.wattpad.com/310014910-fanfiception-hayatta-kalanlar-ve-yeni-d%C3%BCnya-b%C3%B6l%C3%BCm



Bölüm 1

Amy endişeli bir şekilde volta atmaya başlamıştı. Böyle bir belayı hiç istemezdi ama görünüşe göre bodoslama dalması gerekecekti. Normalde bir yere girip etrafı kelimenin tam manasıyla dağıttığı birçok görev almış olmasına rağmen bunun diğer görevlerden farklı olarak güç seviyesi ve vakit darlığı canını sıkıyordu.

Karen, Yeşil Kan lakaplı bu askerin böyle endişeli olmasını anlayabiliyordu. Öğrencilerini korumak adına kendisini tehlikeye atması asil bir davranıştı. Hatta bu yüzden onunla birlikte bu işe kalkışmıştı. Ancak bu işte yalnız olmaları işin tehlikesini bir kat daha arttırıyordu. En azından pis işleri bilen güçlü biri daha kendileriyle olsaydı hiç olmazsa ne yapacaklarını bilirlerdi. Birden düşüncelerini sesli bir şekilde dile getirdi.

-Bu işleri bilen biri daha olsaydı...

Amy birden durdu ve yakışıklı çocuğa doğru döndü. Gözlerinde bir fikir, yüzünde bu fikrin getirdiği risklerin endişesi vardı. Sonra birden hayır manasında kafasını sallayarak bu riskleri alamayacağına karar verdi. Amy'nin dolgun kahverengi saçları çocukça sallanırken Karen devreye girmesi gerektiğini düşündü.

-Ne oldu?

Aslında saçma bir soruydu. Açıkça fikrini sormak yerine daha samimi bir yol seçmiş olsa da her türlü riski ve fikri açıkça değerlendirmeleri gerektiği aşikardı. Amy'ye doğru bir adım attı ve sıkacakmış gibi elini uzatarak onu cesaretlendirmek istedi.

"Bu nasıl bir fikir ki Yeşil Kan için bile dehşet verici olsun" diye düşündü.

Amy kötü anılarının depreştiğini saklamak ister gibi gözlerini sol alta doğru üzgünce kaydırdı ve "olmaz" dedi. Ancak Karen bütün sevimliliğini takınıp gülümseyerek ısrarına devam etti.

-Hadi ama ne kadar kötü olabilir ki...

Amy "tahmin bile edemezsin" manasında kafasını kaldırıp biraz da öfkeli bir şekilde Karen'ın gözlerinin içine baktı.

2 Haziran 2012 Cumartesi

Boa Hancock ile söyleşi


Darkspeed54: Evet sayın seyirciler bugünkü konuğum one piece in kraliçesi, görenlerin taş kesildiği bayan,
Boa Hancock!

D:hancock hoşgeldin
H:hoşbulduk
D:öncelikle biraz geç olacak ama yarışmayı 1.likle bitirdin tebrik ederim
H:teşekkür ederim
D:nasıl oldu o yani ilk defa katıldın ve kazandın
H:aslında ben katılmadım arkadaşlarım benim yerime göndermiş. Öğrendiğim gün çok ilginçti. Tam doğum günümde bir zarfla geldiler. ne var bunda derken bak seçilmişsin güzellik yarışmasına gidiyorsun dediler. Ne yapacağımı bilemedim neredeyse bayılıyordum. Çok harikaydı 
D:millet neler yapıyor arkadaşları için. Benim için en son yapılan şey mutfaktan su getirmektir herhalde.(gülüşmeler) Peki one piece işine nasıl girdin?
H:aslında ODA-sensei bunu bekliyormuş zaten. yarışmayı kazandıktan sonra menajerim aradı daha evime bile gelmemiştim dedi ki "hemen tokyoya geliyorsun" daha eve bile gidemeden tekrar yola düşmüştüm saolsun bana neler olduğunu açıklama zahmetinide göstermedi
D:ne olduğunu bilmediğin bir proje için tokyoya gittin yani
H:(gülüyor)evet biraz öyle oldu galiba. Ama pek sorun olmadı yani ben zaten tiyatro oynuyordum.
D:Tiyatroya ne zaman başladın?
H:daha okula bile gitmeden çeşitli yerlerde tiyatroya çıkıyordum zaten ama oyunculuğu düşünmüyordum tiyatro daha canlı geliyordu.
D:oyunculuğu sevmedin mi?
H:yoo ondan değil one piece gibi bir yapımda olmak tabii ki çok güzel birşey ama ne bileyim işte
D:kadınlar işte yaranamazsın
H:yaa gıcık(gülüşmeler)
D:zaten durup durup oynadığın yapıma baksana artık daha aşağısı seni kesmez
H:evet çünkü ben güzelim korsan imparatoriçeyim...nooldu
D:taş oldum çaktırma (gülüşmeler)...peki hancock ilk defa oyunculuk deneyimi yaşıyorsun hemde böyle bir projede senin için nasıl oldu yani set ortamı nasıl geldi
H:İlk gittiğimde çok heyecanlıydım ne yapacağımı bilmiyordum neyseki set ortamının ilk önce eğlenceli yanını gösterdiler. Beni çok sıcak karşıladılar. Şahane bir ortam vardı yani. zaten set ortamı için iki kelime yeterli. Eğlenceli ve disiplinli.
D:oynadığın karakter hakkında ne düşünüyorsun
H:güzelliğini herşey için özür olarak kullanıyor hatta özür olarak bile değil daha kötü. onun bu yanını hiç sevmiyorum. Hatta ilk sahnede kedi tekmelememi söylediklerinde dona kalmıştım. ama nasıl ben nasıl yapayım derken sonra neyseki sahte kedi koydular.
D:neyseki mi? nasıl yani gerçekten kediye vuracağınımı sandın(gülüşmeler)
H:şimdi şöyle set ortamı çok disiplinli böyle kamera karşısında beklerken bir anda gelip kediyi önüme koydular ve bunu tekmeleyeceksin dediler. Bende kaldım tabii aa kedi tekmelememi istiyorlar diye.
Sonra oradaki arkadaşlar yardımcı oldu neyseki işte tekmeleyecek gibi geleceksin sonra kesecekler zaten diye
D:evet ben gördüm kediyi kesiyorlar(gülüşmeler)
H:ay çok komikti ama resmen kedi tekmeleyecem sandım yapamam diyorum birde oradaki atmosferi, telaşı, disiplini görünce söyleyemiyorum. Neyseki bir fırsatını bulup birine yaklaştım kulağına ben yapamam dedim. Neyi yapamazsın dedi. Kedi teklememi istiyorlar deyince gülmeye başladı bana durumu açıklayınca bende durumu anladım bütün set gülmeye başladık
D:(gülüşmeler) e hiç kıskançlık olmuyormu sen dünyanın en güzel kadınısın sonuçta
H:yok canım şahane bir ortam var
D:peki güzellik demişken bu güzelliğini neye borçlusun misal ne tür yüz temizleyici kullanıyorsun...saçma oldu dimi ben pek anlamam bu kadın bakımlarından
H:(gülüşmeler) yok kullanmıyorum. Biz ailecek doğal yetiştik nedeni budur bence. Misal değil alkol kola bile içmem. Annem hala bende kaldığında sabah süt içirir bana. Hep doğal beslendik, ben kardeşlerim falan
D:herşeyin doğal yani 
H:(gülüşmeler) terbiyesiz
D:peki luffyle aranızda birşey varmı?
H:luffy çok eğlenceli biri bütün seti güldürüyor onunla çalışmak çok eğlenceliydi
D:e birini çıplak görünce ona eğlenceli olmadan olmuyor tabii (gülüşmeler) peki bu oynadığın kişilik hancock ne buluyor, luffy de. onda olup bizde olmayan ne kardeşim
H:hmm...bence ODA-sensei burada klasik "ulaşamadığın değerlidir"i işlemiş. Malum hancocka her manada karşı gelebilen tek kişi o ve bunun için doğal olması yeterli
D:genelde kadınlar serserilerin, belalıların peşinden gider hancockta aptala gitti
H:(gülüşmeler) aslında o bir korsan öyle görünmesede tehlikeli bir korsan yani bir nevi belalı sayılır
D: işte bu yüzden kız arkadaşım yok...çok yalnızım hancock ühüühü
H:awwwwwww gel gel yazık
D:yazık diyor ya 
H:(gülüşmeler)
D:öhöm...peki hancock nasıl amazon kadını olunur bize açıklarmısın?
H:siz erkeklerin amazonların gerçeğini kaldırabileceğinizi sanmıyorum
D:nasıl yani?
H:şöyle sorayım açıklamamı istediğine eminmisin?
D:şu an az önceki kadar emin değilim. Ama yapacak birşey yok açıkla bakalım
H:amazonlar temelde üremekten başka erkeklere hiçbir şekilde bağlı olmayan kadınlar topluluğundan oluşur ve savaşçı olmak kanlarında vardır. Öyle ki hayatları boyunca savaşçı olarak yetiştirilirler hatta daha iyi ok, mızrak kullanabilmek için sol göğüslerini keserler
D:NE!?
H:evet bu doğru
D:.......
H:ahaha nooldu
D:bu gerçekten doğru mu?
H:evet kaynaklara bakabilirsin. Ben rolümü öğrendikten sonra biraz araştırma yapmıştım
D:.........
H:kaldıramadın galiba
D:hala hazmetmeye çalışıyorum bana bir dakika ver
H:(gülüşmeler) istersen bir dakikadan biraz daha fazla tut
D:herneyse(kafa sallama) peki..ehm...hancock...
H:ay yazık ya şok oldu
D:inme inmediğine dua et sen(gülüşmeler) hancock, senden daha güzel biriyle karşılaşırsan ne olur?
H:nasıl yani? Her kadın güzeldir bence nolacak
D:yani rolün hancock için? Sen anlatırken ben kendime gelmeye çalışayım
H:haa pardon...hehe...hmm sanırım şöyle derdi (hancock rolü) böyle bir şey mümkün değil çünkü en güzel benim o yüzden böyle bir şeye ihtimal bile vermiyorum
D:vay be! Özgüvenini yesinler. Bayan arkadaşlardan gelen bir soru, niyeyse herkese bunu soruyorlar ayakkabı markası olarak ne giyiyorsun?
H:amazonda yapıyorlar benim ayakkabılarımı(gülüşmeler)
D:niye herkes ayakkabılara bu kadar takmış durumda anlamadım geçen Zoroyu çağırdık onada ayakkabı sordular
H:dikkat edin bence dost başa düşman ayağa bakarmış
D:düşmanımız bol yapacak birşey yok. Zaten bu hariç hepsi sapıkça ben napayım yani
H:terbiyesizler...bu ne cüret hıh
D:tamam korsan imparatoriçemiz size bir yukarıdan baksın benimde sorularım bittiğine göre yavaştan programı kapatalım


(alkış, ıslık falan):D
D:seni tebrik ederim one piece te harika bir iş çıkarmışsın geldiğin için tekrar teşekkür ederim.
H:ben teşekkür ederim
D:Evet sayın seyirciler bir söyleşinin daha sonuna geldik One piece i kaçırmayın bizimle kalın

30 Mayıs 2012 Çarşamba

Roronoa Zoro ile söyleşi


Darkspeed54: Evet sayın okuyucular bugünkü konuğum her one piece severin kalbinde belli bir süre ve ya hala taht kurmuş insan
Roronoa Zoro!

Darkspeed54: saçın?
Zoro: saçım?
D:orjinal rengi bu mu?
Z:evet siyah...bilmiyormuydun
D:yeşile alıştık tuhaf geldi...
Z:herkes öyle diyor zaten hatta saçıma bakmaktan kimse üstümdekine bakmıyor
D:ne güzel işte. Benim hep istediğim şeydir çıplak bile gezebilirsin-gülüşmeler-
Z:ama benim için kötü oluyor misal movie 10 için takım elbise giyip galaya gittim herkes böyle "senin saçın siyah mı?" normalde takılmam ama hala bilinmemesi...
D:ceketini kafana geçirmeliydin -gülüşmeler-
Z:evet düşünmedim değil
D:peki zor olmuyor mu devamlı boya falan
Z:yoo benim makyajım uzun sürmüyor göze bir çizik saça sprey o kadar
D:madem kısa sürüyor nedir bu animenin hali zoro
Z:hakikatten çok güzel bağladın, evet tamam bazen aceleye geldiği oluyor ama sanki ben yapıyormuşum gibi neden bana bu kadar şikayet geliyor anlamadım
D:bir yere patlamalıyız bizde
Z:bana patlamayın kardeşim...keserim sizi bak-gülüşmeler-
D:peki şu süreçten biraz bahset set ortamı nasıl? çekimler nasıl?
Z:Set ortamı çok güzel 10 yıldan fazla bir süredir beraber çalıştığımız için aile gibiyiz artık. Makyajlar yapılırken senaryoyu beraber okuyoruz genelde
D:10 küsür yıl oldu siz niye yaşlanmadınız?
Z:e anime mangada oynamanın güzelliklerinden biri bu zaten
D:peki bayağı tehlikeli sahneler oluyor dövüş sahnelerini kendin oynadığını biliyorum ama insan merak ediyor. Zoro, dublör kullanıyormusun?
Z:tabiiki her anime manga oyuncusu gibi kullanıyorum
D:ama normalde bizim bildiğimiz dublör tehlikeli sahneleri oynayan adamlar aklımıza geliyor anime mangada daha farklı kullanılıyor galiba
Z:evet biz genelde filler sahnelerde kullanıyoruz 
D:misal şu sahnede dublörün var galiba bu renklendirme mi yoksa anime mi?
Z:hmmm anime bu

Z:evet burda mesela dublör kullanmışım hatta hepimiz kullanmışız
D:ama zoro çok belli değil mi ya benim bildiğim dublör yerine geçtiği kişiyi sanki yerine kimse geçmemiş gibi göstermeli
Z:eh tabii arada çok uğraşılmadığı belli oluyor ama şöyle düşün misal bu sahne yayınlanırken bizim aksiyon sahnelerimiz çekiliyor ve daha çok vakit ayırabiliyoruz sonuçta aksiyon daha yorucu
D:yapma zoro şimdi çok uğraşılanlarıda gördük WB vs BB falan
Z:tabii şöyle birşeyde var anime yaparken sanki mangası okunmuş gibi hareket ettiğimiz için bu tür fillerlar normal nasılsa doğrusunu biliyorsunuz olarak bakıyoruz hem biliyorsun koskoca savaş 30 bölüm felan sürmüştü fillerlarla şimdi bunu fillersız yaptığını düşün hem sen benle söyleşi yapmayacakmıydın niye animeyi savunduruyorsun bana
D:-gülüşmeler- neyse hadi en azından manga güzel bir şey demeyeyim. konuşacak çok şeyimiz var. ODA-sensei ile daha önce çalıştığını duydum ryuuma projesinde. 


Z:evet gerçek saç rengimi kullandığım
D:-gülüşmeler- peki ODA hakkında ne düşünüyorsun? onunla çalışmak nasıl bir şey
Z:Tabiiki önceden çalışmışlığımız olduğundan benim için onun senaryosuna adapte olmak daha kolay oldu. Zaten dediğim gibi herkesle aile gibiyiz artık 
D:bazen internette bile görüyorum fotolarınızı oynadığınız fanfic ve ya fanartları
Z:genelde güzel yapımlar oluyor bizde katkıda bulunuyoruz
D:Şimdi geçelim one piece teki zoroya. Çok soru var ama bir yandan da sorsam mı sormasam mı?
Z:-gülümsüyor- sorma bence
D:niye
Z:e biliyorum bana da sokakta görünce soruyorlar yok gözüne nooldu yok kral haki varmı
D:var mı peki?
Z:sen yapma bari
D:işim bu benim
Z:cevabı bilmiyorum
D:nasıl bilmiyorsun ya
Z:bayağı bilmiyorum ODA ne söylerse o şimdi var derim ilerde yok çıkar başka bişey çıkar yalancı durumuna düşmeyeyim
D:E bu kadar soru geliyor sormuyonuz mu ODA ya nedir bu nasıl yaptım bunu ben neymişim böyle diye
Z:-gülüyor- soruyorsunda söylemiyor adam napalım. Zaten senaryosunda çok pimpirikli hiçbir oyuncudan net bir cevap alacağını sanmıyorum. Ama ODA-sensei nin başarısının ardındaki de bu bence malum ilk bölümlerdeki hakinin açıklaması taa kaçıncı bölümde verilmişti mesela
D:ne bu övmeler maaşa zam mı istiyorsun
Z:-gülüşmeler- e tabii fazladan 1-2 milyon belide fena olmaz. Neyse sen bunları atla başka şeyler sor
D:saol be söyleşiyi tıkadığın için...madem gelen maillere bakalım ne soru gelmiş sana...heh siyah kılıcı niye modifiye ettin?
Z:siyah kılıçların ortak bir geçmişi var malum 2 yıllık arada mihawktan eğitim gördü onunkide siyah kılıç. Hani spoiler vermeyeyim ama kılıçların ortak geçmişi gibi bir şey
D:aha biliyorsun işte hani ODA söylemiyordu
Z:o kadarda değil. Genel bilgi alıyoruz
D:peki şu zoronun kaybolma meselesi nedir?
Z:mesele derken?
D:niye kayboluyor devamlı buna bir çağre bulunamıyor
Z:mesele değil ki o, espiri. zoronun yön duygusu zayıftır bu kadar takılmayın o kadar gülmenize bakın. Bazıları çok ciddiye alıyor grup olarak gittiğimiz yerlerde gelen giden GPS bırakıyor bize
D:hadi ya-gülüşmeler-konuyla çok alakalı bir soruyla devam ediyorum peronayla aranızda birşey geçtimi?
Z:öhöm...biz sadece arkadaşız...iş...iş arkadaşıyız
D:senin pembe saçlılardan hoşlandığın haberi gelmişti kulağıma ama bilmiyorum artık
Z:perona utangaç kız zaten
D:ooo utangaç seviyoruz
Z:yok be yapma yani şimdi izliyosa kıpkırmızı olmuştur yok öyle birşey
D:hakketten mi?
Z:evet tiyatro oynayamaz mesela
D:iyi çağırırsak ön bilgi de almış olduk. Neyse hadi başka konu açayım evet bakıyorum soru başka var mı? heh kulağınızdaki üç küpeyi ne zaman taktınız? küpeli olmak nasıl bir duygu?
Z:küpeyi ben takmadım bi kere ODA söyledi bak delik bile yok

D:vücudunda bişey yok yani
Z:nasıl yani?
D:ne bileyim misal ağzında kılıç varken konuşmak falan anormal geliyor bize
Z:ha o mu o özel ama
D:nasıl özel?
Z:ağzında kılıç kullanmak anime manga dünyasında normal ama teknik olarak ağzında kılıç tutarak konuşmak mümkün değildir tabii ona özel sap yaptırdık. montajla telleri atıyoruz hatta bandana fikri o yüzden çıkmıştı telleri montajla atmakla uğraşmayalım diye
D:hadi ya kılıcı suratınamı tutturuyosun?
Z:yok bayağı ağzımla böyle-gülüşmeler-ne sandın ya
D:ne bileyim koskoca zorodan bahsediyoruz yani. Öyle bir fenomen ki çok ciddiye alıyorlar. misal sanjiyle kapışıyorsun falan hiç tehdit mektubu almadın mı sanji hayranlarından
Z:-gülüşmeler- yoo almadım aslında.-zoro taklidi- hem alsam noolacak ben kılıç ustası olma yolunda hayatımı bir kenara attım
D:herkesi biçersin yani
Z:tabii ki!
D:nami robin falan
Z:yok onlar nakama
D:şimdi zoro modundan çık lafı gelmişken şunu sorayım nami mi daha güzel robin mi
Z:bak şimdi...
D:hehe peronadan yırtarsan böyle olur
Z:proje bitince cevaplarım
D:bak şimdi...söyle be noolacak
Z:ikisininde kendine has güzellikleri var. biri daha olgun biri...öyle işte
D:Peki yine animeye döneyim. Kılıçlarında ışın kılıcı efekti hakkında ne diyorsun?
Z:Jedi gibi hissetmeme yol açıyor bazen. Hatta komik bir anım var ilk kullandığımızda ışın sesini ağızımla yapıyordum ciuv diye
D:hahaha hadi ya
Z:bu alışkanlığı atmam zor oldu neyse ki set ortamı güzel yoksa bayağı işi zora koşardı
D:vay be evet süremiz biterken son bir mail daha alayım. Ayakkabı markanı soruyorlar
Z:marka bilmem pek aslında. Sette freddy merry mi meredy ferry mi öyle bir şey var onu giyiyorum rolüm için
D:ayakkabısından habersiz
Z:git ya-gülüşmeler-
D:neyse vaktimiz dolmuş, Zoro geldiğin için teşekkür ederim
Z:ben teşekkür ederim
D:Roronoa zoroyla birlikteydik sayın seyirciler. Bir dahaki söyleşide görüşmek üzere hoşçakalın